SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

EŞRİBE BAHSİ

<< 2052 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

166 - (2052) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا أبو عوانة عن أبي بشر، عن أبي سفيان، عن جابر بن عبدالله؛

 أن النبي صلى الله عليه وسلم سأل أهله الأدم. فقالوا: ما عندنا إلا خل. فدعا به. فجعل يأكل به ويقول (نعم الأدم الخل. نعم الأدم الخل).

 

{166}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Ebû Süfyân'dan, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdiki:

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ailesi efradına katık sordu. Onlar da :

 

— Bizde sirkeden başka bir şey yok, dediler. Onu istedi ve onunla yemeye başladı. Hem :

 

«Sirke ne güzel katıklardır; sirke ne güzel katıklardır!» diyordu.

 

 

167 - (2052) حدثني يعقوب بن إبراهيم الدورقي. حدثنا إسماعيل (يعني ابن علية) عن المثنى ابن سعيد. حدثني طلحة بن نافع؛ أنه سمع جابر بن عبدالله يقول:

 أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم بيدي، ذات يوم، إلى منزله. فأخرج إليه فلقا من خبز. فقال (ما من أدم؟) فقالوا: لا. إلا شيء من خل. قال (فإن الخل نعم الأدم).

قال جابر: فما زلت أحب الخل منذ سمعتها من نبي الله صلى الله عليه وسلم. وقال طلحة: ما زلت أحب الخل منذ سمعتها من جابر.

 

[ش (فلقا) أي كسرا. الواحدة فلقة. وزان كسرة].

 

{167}

Bana Ya'kub b. İbrahim Ed-Devrakî rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail (yâni İbni Uleyye), Müsennâ b. Said'den rivayet etti. (Demişki): Bana Talha b, Nâfi' rivayet etti ki, kendisi Câbir b. Abdillah'ı şunu söylerken işitmiş:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün benim elimden tutarak evine götürdü. (Hizmetçi) ona ekmek parçaları çıkardı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Katık namına bir şey yok mu?» diye sordu. (Evdekiler) :

 

— Hayır! Yalnız biraz sirke var, dediler.

 

Gerçekten sirke ne güzel katıklardır. buyurdu.

 

Câbir demiş ki: Bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işiteli beri sirkeyi severim. Talha dahi: «Ben bunu Câbir'den işiteli beri sirkeyi severim.» demiş.

 

 

168 - (2052) حدثنا نصر بن علي الجهضمي. حدثني أبي. حدثنا المثنى بن سعيد عن طلحة ابن نافع. حدثنا جابر بن عبدالله؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أخذ بيده إلى منزله. بمثل حديث ابن علية. إلى قوله (فنعم الأدم الخل) ولم يذكر ما بعده.

 

{168}

Bize Nasr b. Alî El-Cahdemî rivayet etti. (Dediki): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Müsennâ b. Saîd, Talha b. Nâfi'den rivayet etti. (Demişki): Bize Câbir b. Abdillah rivayet etti ki,

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun elinden tutarak evine götürmüş:

 

Râvi, îbni Uleyye'nin hadîsi gibi :

 

«O halde sirke ne güzel katıklardır...» cümlesine kadar rivayette bulunmuş; ondan sonrası almamıştır.

 

 

169 - (2052) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا يزيد بن هارون. أخبرنا حجاج بن أبي زينب. حدثني أبو سفيان، طلحة بن نافع. قال: سمعت جابر بن عبدالله قال:

 كنت جالسا في داري. فمر بي رسول الله صلى الله عليه وسلم. فأشار إلي. فقمت إليه. فأخذ بيدي. فانطلقنا حتى أتى بعض حجر نسائه. فدخل. ثم أذن لي. فدخلت الحجاب عليها. فقال (هل من غداء؟) فقالوا: نعم. فأتي بثلاثة أقراصة. فوضعن على نبي. فأخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم قرصا فوضعه بين يديه. وأخذ قرصا آخر فوضعه بين يدي. ثم أخذ الثالث فكسره باثنين. فجعل نصفه بين يديه ونصفه بين يدي. ثم قال (هل من أدم؟) قالوا: لا. إلا شيء من خل. قال (هاتوه. فنعم الأدم هو).

 

[ش (فدخلت الحجاب عليها) معناه دخلت الحجاب إلى الموضع الذي فيه المرأة. وليس فيه أنه رأى بشرتها.

(فوضعن على نبي) هكذا هو في أكثر الأصول: نبي. وفسروه بمائدة من خوص. ونقل القاضي عياض عن كثير من الرواة، أو الأكثرين، أنه بتي. والبت: كساء من وبر أو صوف. فلعله منديل وضع عليه هذا الطعام. قال: ورواه بعضهم: بني. قال القاضي الكناني: هذا هو الصواب وهو طبق من خوص].

 

{169}

Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid b. Harun rivayet etti. (Dediki): Bize Haccâc b. Ebî Zeyneb haber verdi. (Dediki): Bana Ebû Süfyân Taîha b. Nâfi' rivayet etti. (Dediki): Câbir b. AbdiIIah'i dinledim, şunu söyledi:

 

Evimde oturuyordum, bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uğrayarak işaret etti. Hemen kendisine ayağa kalktım. Elimden tuttu ve yürüdük. Nihayet kadınlarının evlerinden bîrine gelerek içeri girdi. Sonra bana izin verdi. Ben de perdeye kadının yanına girdim. Derken ResûIullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Yiyecek bîr şey var mı?» diye sordu. (Evdekiler) :

 

  Hayır! cevâbını verdiler. Ve kendisine üç parça ekmek getirdiler. Bunları bir sofranın üzerine koydular. Müteakiben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir parça alarak onu kendi önüne koydu. Başka bir parça daha alarak onu da benim önüme koydu. Sonra üçüncüyü alarak onu ikiye kırdı ve yarısını kendi önüne, yarısını da benim önüme koydu. Sonra :

 

«Katık namına bir şey var mı?» diye sordu.

 

  Hayır! Yalnız biraz sirke var, dediler.

 

— «Getirin onu! Ne güzel katıklardır ol»  buyurdular.

 

 

İzah:

Kaadî îyâd ile Hattâbî’ye göre bu hadisin muhtelif rivayetlerinden çıkan mânâ yemeklerde az bir şey ile kanaat edip, nefsi çeşitli yemek istinasından men etmektir. Burada âdeta katık namına sirke ve o mânâda ucuz ve kolay bulunan şeyler yiyin, iştihah yemek çeşitlerine rağbet etmeyin. Çünkü bunlar, hem dini bozar, hem bedeni hasta eder, denilmiş gibidir. Fakat Nevevî bu mütalâayı beğenmemiş: «Cezmen kabulü gereken doğru söz şudur ki, hadîs-i şerif bizzat sirkeyi methetmektedir. Az yemek, iştiha verici şeyleri terk etmek başka kaidelerden anlaşılır» demiştir.

 

Nebiyye: Hurma yaprağından örülen sofra manasınadır. Kaadî İyad birçok râvilerden bu kelimeyi «Betti» şeklinde rivayet etmiştir. Betti, yün veya yapağıdan dokunan kilimdir. Bazıları bunu «Bünnî» diye rivayet etmişlerdir. Kadı Kinâni: «Doğrusu budur,» demiştir. Bûnni, yine hurma dalından yapılan tabaktır.